yazın taşındığımızda kitaplığımı istediğim gibi yerleştirememiştim. bugün evde büyük temizlik günüydü. iş bölümünde bana düşen dolap içleriydi. tabi öncelikle kitaplığım.
bu önceki hali. kitapları kolilerden rastgele çıkarıp yerleştirmiştim taşınma telaşıyla. bir daha da fırsat bulamadım düzeltmeye.
iki gündür uğraşıyorum desem yalan olmaz.
ilk önce çok bariz kategorilere ait kitapları yerleştirdim ve ne yapacağımı bilemediğim kitapları yere indirdim. bir ara çıldıracağımı düşündüm. ama neyse ki bitirebildim.
bu da kitaplığın son hali
bi de yan poz versin kitaplığım:))
ikea çerçevelerime yenilerini ekledim. aslında bunlar da uzun zamandır bekliyordu da ancak fırsat bulabildim.
okuma şenliği için şu an okuduğum kitap bu. arkadaşımdan ödünç aldım. biraz fazla yıpranmış bi kitap:))
konusu ise acayip sürükleyici. elimden bırakamıyorum.
bu örtüyü annemin sandığından kaçırdım. daha önce nasıl gözümden kaçmış bilmem. ben 31 yaşımda olduğuma göre bu da annemin çeyizinden olduğuna göre bi 35 yıllık vardır diye düşünüyorum
evet bu kitapları bu ay bitirmeliyim. bu diyar baştan başa ve hahabam sınıfı okuma şenliği için
sırça köşk ve sevda sözleri Kitap Ağacı için, Hanım Ana'ın cenaze Töreni de Yazar ayları için:))
ahhh biter mi bunlar:)
bunları kesin daha önce paylaşmışımdır ama gene paylaşmak istedim.taksimden karaköye inerken çok güzel ıvır zıvır dükkanları vardı. ordan almıştım bu bardak altlıklarını. ama duvarda daha güzel oldular bence:)
bu kitapların hikayesini face de ve instegram da paylaştım ama benim için önemli olduğu için buraya da yazıcam
ben Anadolu yakasında Sarıgazi'de büyüdüm. üniversiteye de Beyazıt'a gidip geldim 4 sene. Sarıgazi belediyesi sabahları öğrenciler için bi servis tahsis etmişti. 7 buçuk gibi Sarıgaziden kalkar Veznecilere kadar giderdi . her üniversiteden öğrenci binerdi. kimisi yolda iner aktarma yapardı, ama hepimizin vazgeçilmeziydi bu servis. sadece ulaşım kolaylığı sağlamakla kalmadı çok güzel dostlar da kazandırdı bize.
hala görüştüğümüz servis tayfası diye bi grubumuz var. her yıl en az bi kere toplanırız. en sevdiğimiz organizasyonumuz genelde mayıs ayına denk gelen pikniğimiz.:)
o kadar eğlenirdik ki serviste. şarkılar türküler, batak oyunları gırla giderdi. millet okula geldiğinde uyur vaziyete olurdu ama bizim servis tayfası çoktan ayılmış olurdu:)
ben mezun olduktan sonra servis olayı da bitti. nedeni belediyenin el değiştirmesiydi. malum partili belediye gelince yönetime ilk işi servisi kaldırmak oldu.
işte ben de dersim biraz geç de olsa servis eğlencesinden mahrum kalmamak için okula servisle giderdim. hoş servisle gitmesem 3 saat falan süreceği için servis her türlü daha mantıklıydı:)
bu erken gittiğim günlerde İktisat Fakültesinin önünde küçük bi büfe vardı. aslında sadece cumhuriyet gazetesinin satıldığı kulübe gibi bişeydi.
her sabah ordan gazetemi ve yanında hediye olan bi küçük kitabımı alır kantinde okurdum.
kitap o gün ya sabah ya da dönüşte ki uzun yolculukta biterdi.
iştee buuuuu tatil dönüşünde evdeki sürprizim. daha dikiş dikmeyi bile bilmiyorum doğru düzgün ama makinem var artık. ahh bu kadar şeyi yapmaya nasıl fırsat bulucam bilmem. günler, saatler yetmiyor bana.
şuan çocuklar evde değil bu fotoların hiç birinde de yoklar. evde olsalar bu kadar uzun uzun yazamazdım zaten.
Ali Deniz İstanbul'da anne annesinde kaldı . kendi isteğiyle kaldı ama arada anne al beni diye cızırdıyo. ben de kalsın istiyorum çünkü burda eve tıkılıp kalıyoruz. orda annemle gezer biraz.
gerçi her an yola çıkmaya hazır vaziyetteyim. annem çocuk durmuyo dediği an otobüse atlayıp gidicem ama bakalım:)
Kuziyi de temizlik var diye babaannesine yolladım sabah. eşim alıcak gelirken. özgür son dakikalarım:)
birazdan gelirler:))
herkese mutlu günler dilerim...