10 Temmuz 2014 Perşembe

uzun bir aradan sonra biz...

herkese merhabalar. çok uzun zamandır bloğumla ilgilenemiyorum.
biraz zamansızlıktan biraz da instagram yüzünden. instagrama fotoğraf yüklemek o kadar kolay oluyor ki insan bloga post girmeye üşeniyor.
bloğumun yeri benim için çok ayrı ama bir süre daha ilgilenemicem gibi görünüyor.
şu sıralar tatil için çocuklarla Trabzondayım. günlerimiz koşturmacayla geçiyor .
instagramda paylaştığım fotoğraflardan bazılarını burdan da paylaşmak istiyorum. bol bol çiçek böcek:))
bu arada instagram hesabım
mor_morice
 
 
her yıl geldiğimde balkonumuzdan çektiğim standart poz:))
 
 
 köyde çocuklarla çektiğimiz selfimiz:))özçekim mi desem bilemedim:)



 
 çiçekler...
 
 
 çiçekler...
 
 
 adını dağlara yazdım pozu:) bu kayalıklar küçükken en çok oynadığımız yerdi. taşlar kalem gibi ince ince parçalanır ve tebeşir gibi yazabilir. biz de orda düz bulduğumuz her yere yazı yazardık.
 
 
 tatilde okuduğum bir kitap. çok beğendim. keşke eskisi gibi kitap paylaşımı da yapsam. sanki tutan var beni dimi:)) ama olmuyo işte. bu aralar yapamıyorum.
 
 
çiçekler....

 
çiçekler...
 
 
 olmazsa olmazım papatya tacım...
 
 
 tacımın yapım aşaması...
 
 
bu sene buraya gelirken fazla bişey getirmicem dedim ve okuyacak 5-6 kitap bi de az yer tutması açısından etamin iplerim. bu da burdayken yaptığım bir çalışma.


babamın köyde yaptığı evin ufak tefek bazı işleri kaldı. biz de gidip oralarda takılıyoruz. çocuklar için hiç oyuncak geirmedim sadece bu kamyonları aldım onlar. toz toprakla oynasınlar diye...

 
 çiçekler ve manzara...
 
 
bu kitabı da beğendim. daha önce Irvın YALOM' un bir kitabını okumuştum. onda da böyle küçük küçük hikayeler vardı. bu da öyle bir kitap işte.
 
şimdilik bu kadar. bol bol çiçek böcek var demiştim di mi:)))

16 Haziran 2014 Pazartesi

OKUMA ŞENLİĞİ FİNAL RAPORU...


Acısıyla tatlısıyla bir okuma şenliğini daha bitirmiş bulunmaktayım. Ama bu sefer gerçekten çok zorlandım. daha öncekilerde şenliği en az bir hafta erkenden bitirmişken bu sefer son gece zar zor bitirdim. eşim bu çabama bir türlü anlam veremese de başladığım bir şeyi yarım bırakmaktan hiç hoşlanmadığım için bu kadar zorladım kendimi:))
             bir sonraki şenliğe katılamıcam muhtemelen çünkü okunmayı bekleyen bir kulem var evde:)
şenliğe bir süre ara veriyorum yani.
        Pınar'a bu güzel etkinlik için tekrar tekrar teşekkür ediyorum:)



1- Tavsiyelerine güvendiği birinin önerdiği bir kitap
Malafrena- Ursula K. LEGUİN- Metis Yayınları-424 sayfa-10 puan

2 - Bir şiir kitabı  (Sayfa sınırlaması yok).

 Dokuza Kadar On- Özdemir ASAF-YKY-105 sayfa- 15 puan

3.  Herhangi bir edebiyat ödülü kazanmış bir kitap

Kurma kız- Paolo BACİGALUPİ- Versus Yayınları-533 sayfa- 15 puan

2010 Hugo, Nebula,Locus En İyi Roman Ödülleri

 4-Bir öykü kitabı

 Gazoz Ağacı ve Diğer Öyküler- Sabahattin Kudret AKSAL-Yapı Kredi Yayınları-325 sayfa-15 puan

5-Adında bir çiçek adı olan veya "çiçek" sözcüğü geçen bir kitap

Gül Liman Oteli- Debbie MACOMBER - Epsilon Yayınları-382 sayfa-20 puan

6. Şimdiye kadar hiç bir kitabını okumadığı bir kadın yazardan bir kitap 

Viva La Muerte! Yaşasın Ölüm- Alev ALATLI-Everest Yayınları- 628 sayfa-20 puan

 7-İlk kitabı 2010 yılında veya daha sonrası yıllarda çıkmış bir yazardan bir kitap

 Siyah Sardunyalar- Nilgün ŞİMŞEK- Yitik Ülke Yayınları- 350 sayfa-20 puan

  8-Sinemaya uyarlanmış bir kitap.

Kitap Hırsızı- Markus ZUSAK-Martı Yayınları-574sayfa-20 puan

 9-Kütüphanesinde en uzun süredir okunmayı bekleyen o kitap

Son Oyun- Ahmet ALTAN- Everest Yayınları-408 sayfa-20 puan

 10Kendisi doğmadan en az 100 yıl önce yazılmış bir kitap
Denemeler- Monteigne-Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları-272 sayfa-25 puan


11.  Rus edebiyatından bir kitap 
Oblomov- İvan Aleksandroviç GONÇAROV-Antik Batı Klasikleri-528 sayfa-25 puan

12.  Aynı yazardan en az 1.200 sayfa kitap okuyanlara.

Kral Katili Güncesi-Patrick ROTHFUSS- İthaki Yayınları-45 puan
1. Gün- Rüzgarın Adı-736 sayfa
2. Gün- Bilge Adamın Korkusu-1137 sayfa


sonuç,
6402 sayfa 250 puan

3 Mayıs 2014 Cumartesi

Bahar Okuma şenliği İlk yarı raporu....

 1- Tavsiyelerine güvendiği birinin önerdiği bir kitap

Malafrena- Ursula K. LEGUİN- Metis Yayınları-424 sayfa-10 puan

 2-Bir öykü kitabı
Gazoz Ağacı ve Diğer Öyküler- Sabahattin Kudret AKSAL-Yapı Kredi Yayınları-325 sayfa-15 puan

3-Adında bir çiçek adı olan veya "çiçek" sözcüğü geçen bir kitap Gül Liman Oteli- Debbie MACOMBER - Epsilon Yayınları-382 sayfa-20 puan

 4-İlk kitabı 2010 yılında veya daha sonrası yıllarda çıkmış bir yazardan bir kitap Siyah Sardunyalar- Nilgün ŞİMŞEK- Yitik Ülke Yayınları- 350 sayfa-20 puan

  5-Sinemaya uyarlanmış bir kitap.

Kitap Hırsızı- Markus ZUSAK-Martı Yayınları-574sayfa-20 puan

 6-Kütüphanesinde en uzun süredir okunmayı bekleyen o kitap

Son Oyun- Ahmet ALTAN- Everest Yayınları-408 sayfa-20 puan

 7-Kendisi doğmadan en az 100 yıl önce yazılmış bir kitap Denemeler- Monteigne-Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları-272 sayfa-25 puan

toplam ;
130 puan
2735 sayfa


ESEN'İMİN ÇEKİLİŞİ VAR....

 
 
Esencimin kendi elleriyle yaptığı bu iki güzelliği ister misiniz??
isterseniz çekiliş şartları burada..
herkese bol şans...

30 Nisan 2014 Çarşamba

Yosunca'nın Hıdrellez Çekilişini kaçırmayın:)))



Canım dostum Nuray'ımın Hıdrellez için düzenlediği gül temalı çekilişe mutlaka katılın:))
çok cici hediyeleri var gerçekten:)
katılmak ve diğer şartlar için yosunca' nın bloğuna uğrayın.
herkese bol şans....
 

19 Mart 2014 Çarşamba

OKUMA ŞENLİĞİ - BAHAR 2014

 
 
 
Sevgili Pınar'ın düzenlediği okuma şenliğinin Bahar listesi yayınlandı. Ayrıntılar için Pınar'ın  bloğuna uğrayın  mutlaka. listenin yayınlanmasından sonra keyifli bir arayış başladı benim için. hangi kategori için hangi kitabı seçsem acaba:)
aşağına kategoriler ve benim seçtiğim kitaplar var. her başlık için bir kitap bulamadım henüz. önerilere açığım:))
 
 
 
 
1. Kategori (10 puan): Tavsiyelerine güvendiği birinin önerdiği bir kitabı okuyanlara (En az 200 sayfa).

Malafrena- Ursula K. LEGUİN

2. Kategori (15 puan): Bir şiir kitabı okuyanlara (Sayfa sınırlaması yok).
Pablo Neruda Seçme Yapıtları- çeviren Erdoğan ALKAN

3. Kategori (15 puan): Herhangi bir edebiyat ödülü kazanmış bir kitap okuyanlara (En az 200 sayfa).

Tüfek, Mikrop ve Çelik-Jared DİAMOND
1998'de kurgusal olmayan genel eser dalında Pulitzer Ödülü ve En İyi Bilim Kitabı dalında Aventis ödülü kazanmış. biliyorum büyük çılgınlık ama uzun zaman önce okumuştum ve tekrar okumak istiyodum:))
4. Kategori (15 puan): Bir öykü kitabı okuyanlara (Sayfa sınırlaması yok).

Gazoz Ağacı ve Diğer Öyküler- Sabahattin Kudret AKSAL

5. Kategori (20 puan): Adında bir çiçek adı olan veya "çiçek" sözcüğü geçen bir kitap okuyanlara (En az 200 sayfa).

Gül Liman Oteli- Debbie MACOMBER

6. Kategori (20 puan): Şimdiye kadar hiç bir kitabını okumadığı bir kadın yazardan bir kitap okuyanlara (En az 200 sayfa).

Viva La Muerte! Yaşasın Ölüm- Alev ALATLI.

7. Kategori (20 puan): İlk kitabı 2010 yılında veya daha sonrası yıllarda çıkmış bir yazardan bir kitap okuyanlara (En az 200 sayfa).

Siyah Sardunyalar- Nilgün ŞİMŞEK

8. Kategori (20 puan): Sinemaya uyarlanmış bir kitabı okuyup filmini izleyenlere (En az 200 sayfa).

Kitap Hırsızı- Markus ZUSAK

9. Kategori (20 puan): Kütüphanesinde en uzun süredir okunmayı bekleyen o kitabı okuyanlara (En az 200 sayfa).

Son Oyun- Ahmet ALTAN

10. Kategori (25 puan): Kendisi doğmadan en az 100 yıl önce yazılmış bir kitap okuyanlara (En az 200 sayfa).

Denemeler- Monteigne

11. Kategori (25 puan): Rus edebiyatından bir kitap okuyanlara (En az 200 sayfa).
Oblomov- İvan Aleksandroviç GONÇAROV

12. Kategori (45 puan): Aynı yazardan en az 1.200 sayfa kitap okuyanlara.

Vakıf Serisi- İsaac ASİMOV
 7 kitap var okuyabildiğim kadar gidicem bakalım:)

8 Mart 2014 Cumartesi

ruh halsizliğim...

Bir film vardı yıllar önce. The Village. Türkiye'de de Köy diye oynamıştı.
filmin konusunu anlatıcam burdan sonra. okumak istemeyenler burdan dönsün.
filmler ya da kitaplar hakkında yazı yazarken hiç bahsetmem olaylardan .yani spoiler vermem vermekten de hoşlanmam. kusura bakmayın bu spoiler kelimesi  yerine kullanacak kelime bulamadım. neyse filmin konusundan biraz ayrıntılı bahsedicem çünkü amacım filmi anlatmak değil içinde bulunduğum ruh halini anlatmak.

ilk yarısı gerilim filmi tadındaydı yer yer insanı tırstıran sahneler vardı.
ikinci yarısı ise tam olarak insanı şaşkına çeviriyordu.
bir köyde esrarengiz olaylar yaşanır. köyün bir sınırı vardır ve o sınırdan kimse dışarı çıkamaz çünkü o sınırların dışında korkunç yaratıklar vardır.
her gece köyün büyüklerinden bazıları nöbet tutar. bu yaratıklar bazen köye de saldırır. gençler ve çocuklar evlere kapatılır bu canavarlar gidene kadar.
bir gün köyde yaşayan bir kız ağır bi rahatsızlık geçirir ve şehre gidilmesi gerekir. bu arada şehre gitmek kesinlikle yasaktır.
bu iş için birileri gönüllü olur falan filan çok net hatırlamıyorum.

sonra öğreniriz ki bu köy aslında köy değil şehirden büyük duvarlarla ayrılmış küçük bir bölge.

bir zamanalar şehirde yaşan ve yakınlarını şehir terörüne  (  trafik kazası, kapkaç, cinayet...) kurban veren insanlar bir terapi grubunda tanışmış ve çocuklarını bu tehlikelerden uzakta büyütebilmek için bu köyü kurmuştur. köyde canavar falan yoktur tabi o büyüklerin çocukların köyden çıkmamaları için buldukları bir yöntemdir.

işte ben de böyle bir köye yerleşmek istiyorum. o kadar sıkıldım ki gündemden. 17 aralıkla başlayıp bir türlü bitmeyen şu olaylar terörün başka bi türü değil mi. biz millet olarak o kadar alışığız ki buna zaten.yani alalım çoluğumuzu çocuğumuzu uzaklaşalım buralardan. bir gün onlar giderse geri geliriz. bu pes etmek belki ama benim umudum kalmadı sanki.

psikolojik bi terör uygulanıyor hepimize. kimimiz farkında kimimiz değil. adamın biri onu bunu şunu tehdit ediyor, ona buna şuna laf atıyor, her şeyi eleştiriyor ve biz izliyoruz. bi kanalı açıyoruz o kötü  bu iyi, başka bi kanalı açıyoruz hayır o iyi bu kötü.
siyasetten hoşlanmıyorum hep söylüyorum beni temsil eden bir parti de yok ne yazıki ama neyi istemediğimi çok iyi biliyorum.

ülkemiz son yıllarda dini alet ederek iktidar olmuş bir parti ve bence gene dini alet ederek çok büyük topluluklara hitap eden bir cemaatin elinde. biz de kuzu kuzu izliyoruz. şimdi ne oldu ben anlayamıyorum. hangi çıkarda çakıştınız da bu olaylar yaşandı. oysaki biz memnunduk di mi sizin yönetiminizde birer koyun olmaktan.
şimdi düştüğümüz duruma bak. anne babası kavga eden çocuklar gibi olduk. RTE mi Fethullah hoca mı ayrımına geldik.

çok acayip ruh hallerindeyiz . şaşkınız korkuyoruz. ya bu iki grup gerçekten pis bi rekabet içinde ve olan bize yani halka olacak. ya da bu iki grup çok pis bi işbirliği içinde ki gene olan bize olacak.
yazdıklarım hissettiklerimin binde biri bile değil.

şimdiden söyliyim hiç bir eleştiriye açık değildir bu yazı. hiç karakterime uygun olmasa bile böyle bu aralar. artık tahammülüm kalmadı çünkü bazı insanlara ve düşüncelerine.
okuma zahmetine katlanıp ta yorum bırakırsanız ona göre yazın.
güzel günlerin gelmesi dileğiyle....

24 Şubat 2014 Pazartesi

kitap- Hanım Ana'nın Cenaze Töreni- Gabriel Garcia Marquez

 
 Yazar ayları şubat yazarımız olan Marquez benim çok sevdiğim yazarlardan biriydi zaten. okumadığım fazlaca kitabı varmış hala:))

 
Hanım Ana'nın Cenaze Töreni 8 öyküden oluşan bir kitap.her bir öykü de sanki birbiriyle bağlantılı. yani bazı karakterler bir kaç  öyküde birden karşımıza çıkıyor. hatta bi ara düşündüm yazar bu öykülerdeki bütün karakterleri toparlayıp son öyküdeki Hanım Ana'nın Cenaze törenine mi götürecek diye:))
 
ben en çok ilk öykü olan Bir Salı Günü Öğle Uykusunu ve  4. öykü olan Baltazar'ın Yaşadığı Mucizevi Öğle Sonrası öykülerini beğendim.

22 Şubat 2014 Cumartesi

OKUMA ŞENLİĞİ ŞUBAT RAPORU- FİNAL

1-Adında bir hayvan adı olan bir kitap okuyanlara-10 puan
Binboğalar Efsanesi- Yaşar Kemal- Cem Yayınları-347 sayfa

2-Hiç okumadığınız bir ülke edebiyatından bir kitap okuyanlara-15 puan
Sayın Başkan- Miguel Angel ASTURİAS- Cem Yayınları-360 sayfa

3-Nobel Edebiyat Ödülü kazanmış bir yazarın bir kitabını okuyanlara-15 puan
Arabadakiler- Patrick WHİTE- Cem Yayınları- 592 sayfa

4-Altın Kitaplar Yayınevi’nden çıkan bir kitap okuyanlara- 10 puan
İhanet Noktası- Dan BROWN-Altın Kitaplar-507 sayfa

5-Okuma yazmayı öğrendiğiniz yıl ilk kez yayınlanmış bir kitap okuyanlara-30 puan
Matilda-Roal DAHL- Can Çocuk Yayınları- 250 sayfa

sonuç 80 puan 2056 sayfa

..........................................................
 6- Sinemaya uyarlanmış bir kitabı okuyup filmini izleyenlere.20 puan
Akıl Oyunları-Sylvia NASAR- Altın Kitaplar-486 sayfa

7-Yasaklanmış bir kitap okuyanlara.25 puan
Muhteşem Gatsby- F. Scott FITZGERALD- Tutku Yayınevi-290 sayfa

8-Bir üçleme veya aynı seriden üç kitap okuyanlara. 40 puan
Yürüyen Şato-Diana Wynne JONES- İthaki Yayınları- 293 sayfa
Uçan Şato- Diana Wynne JONES- İthaki Yayınları-248 sayfa
Sihirli Ev- Diana Wynne JONES- İthaki Yayınları-264 sayfa

9-Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk hakkında yazılmış bir kitap okuyanlara. 25 puan
Atatürk'ün Aşkı Latife- Fatih BAYHAN- Paradoks Yayınevi-356 sayfa

aralık ayı sonucu 1937 sayfa 110 puan

..............................................
10-  Bir biyografi veya otobiyografi okuyanlara.25 puan
Steve Jobs- Walter ISAACSON-Domingo Yayınları- 542 sayfa


11- Kütüphaneden ödünç alınmış veya sahaftan satın alınmış bir kitap okuyanlara.10 puan
Beyaz Diş- Jack LONDON- 226 SAYFA (yayınevini unuttum kitap okulda kaldı)

12-  Adında kış mevsimine ilişkin bir sözcük olan veya konusunda kış teması olan bir kitap okuyanlara.20 puanKar- Orhan PAMUK -Yapı Kredi Yayınları- 460 sayfa

ocak ayı sonucu 1228 sayfa- 55 puan

......................................

13-Yayınlanmış en az beş kitabı olan bir yazarın ilk kitabını okuyanlara.25 Puan
Hababam Sınıfı- Rıfat Ilgaz- Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları- 492 sayfa

14- 600 sayfadan uzun bir kitap okuyanlara.15 puan
Göçebe- Stephen Meyer- Epsilon Yayınları-678 sayfa

15- Türk edebiyatında klasik kabul edilen bir roman okuyanlara.15 puan
Bu Diyar Baştan Başa-Yaşar Kemal- Cem Kültür Yayınları- 640 sayfa
 
şubat ayı sonucu   1810 sayfa   55 puan

................................................................
genel toplam   7031 sayfa  300 puan




 

4 Şubat 2014 Salı

evimizden manzaralar...............12 ( çocuksuz:) )

 
yazın taşındığımızda kitaplığımı istediğim gibi yerleştirememiştim. bugün evde büyük temizlik günüydü. iş bölümünde bana düşen dolap içleriydi. tabi öncelikle kitaplığım.
bu önceki hali. kitapları kolilerden rastgele çıkarıp yerleştirmiştim taşınma telaşıyla. bir daha da fırsat bulamadım düzeltmeye.
 
 
 
iki gündür uğraşıyorum desem yalan olmaz.
 ilk önce çok bariz kategorilere ait kitapları yerleştirdim ve ne yapacağımı bilemediğim kitapları yere indirdim. bir ara çıldıracağımı düşündüm. ama neyse ki bitirebildim.

 
bu da kitaplığın son hali



 bi de yan poz versin kitaplığım:))
 
 

ikea çerçevelerime yenilerini ekledim. aslında bunlar da uzun zamandır bekliyordu da ancak fırsat bulabildim.

 
okuma şenliği için şu an okuduğum kitap bu. arkadaşımdan ödünç aldım. biraz fazla yıpranmış bi kitap:))
konusu ise acayip sürükleyici. elimden bırakamıyorum.


bu örtüyü annemin sandığından kaçırdım. daha önce nasıl gözümden kaçmış bilmem. ben 31 yaşımda olduğuma göre bu da annemin çeyizinden olduğuna göre bi 35 yıllık vardır diye düşünüyorum

 
evet bu kitapları bu ay bitirmeliyim. bu diyar baştan başa ve hahabam sınıfı okuma şenliği için
sırça köşk ve sevda sözleri Kitap Ağacı için, Hanım Ana'ın cenaze Töreni de Yazar ayları için:))
ahhh biter mi bunlar:)
 
 
 
 
 bunları kesin daha önce paylaşmışımdır ama gene paylaşmak istedim.taksimden karaköye inerken çok güzel ıvır zıvır dükkanları vardı. ordan almıştım bu bardak altlıklarını. ama duvarda daha güzel oldular bence:)
 

 
 bu kitapların hikayesini face de ve instegram da paylaştım ama benim için önemli olduğu için buraya da yazıcam
ben Anadolu yakasında Sarıgazi'de büyüdüm. üniversiteye de Beyazıt'a gidip geldim 4 sene. Sarıgazi belediyesi sabahları öğrenciler için bi servis tahsis etmişti. 7 buçuk gibi Sarıgaziden kalkar Veznecilere kadar giderdi . her üniversiteden öğrenci binerdi. kimisi yolda iner aktarma yapardı, ama hepimizin vazgeçilmeziydi bu servis. sadece ulaşım kolaylığı sağlamakla kalmadı çok güzel dostlar da kazandırdı bize.
hala görüştüğümüz servis tayfası diye bi grubumuz var. her yıl en az bi kere toplanırız. en sevdiğimiz organizasyonumuz genelde mayıs ayına denk gelen pikniğimiz.:)
o kadar eğlenirdik ki serviste. şarkılar türküler, batak oyunları gırla giderdi. millet okula geldiğinde uyur vaziyete olurdu ama bizim servis tayfası çoktan ayılmış olurdu:)
ben mezun olduktan sonra servis olayı da bitti. nedeni belediyenin el değiştirmesiydi. malum partili belediye gelince yönetime ilk işi servisi kaldırmak oldu.
işte ben de dersim biraz geç de olsa servis eğlencesinden mahrum kalmamak için okula servisle giderdim. hoş servisle gitmesem 3 saat falan süreceği için servis her türlü daha mantıklıydı:)
bu erken gittiğim günlerde İktisat Fakültesinin önünde küçük bi büfe vardı. aslında sadece cumhuriyet gazetesinin satıldığı kulübe gibi bişeydi.
her sabah ordan gazetemi ve yanında hediye olan bi küçük kitabımı alır kantinde okurdum.
kitap o gün ya sabah ya da dönüşte ki uzun yolculukta biterdi.


iştee buuuuu tatil dönüşünde evdeki sürprizim. daha dikiş dikmeyi bile bilmiyorum doğru düzgün ama makinem var artık. ahh bu kadar şeyi yapmaya nasıl fırsat bulucam bilmem. günler, saatler yetmiyor bana.

şuan çocuklar evde değil bu fotoların hiç birinde de yoklar. evde olsalar bu kadar uzun uzun yazamazdım zaten.
Ali Deniz İstanbul'da anne annesinde kaldı . kendi isteğiyle kaldı ama arada anne al beni diye cızırdıyo. ben de kalsın istiyorum çünkü burda eve tıkılıp kalıyoruz. orda annemle gezer biraz.
gerçi her an yola çıkmaya hazır vaziyetteyim. annem çocuk durmuyo dediği an otobüse atlayıp gidicem ama bakalım:)
Kuziyi de temizlik var diye babaannesine yolladım sabah. eşim alıcak gelirken. özgür son dakikalarım:)
birazdan gelirler:))
herkese mutlu günler dilerim...

3 Şubat 2014 Pazartesi

okulu mu özledim? yoo yoo dostum...


 hani kar yağmıştı ya aralık ayında. işte o zamandan bir fotoğraf. ben normalde okula arabayla gidip geliyorum ama o gün arabayı çıkaramadım ve dolmuşla gitmek zorunda kaldım. sabahın 6 sında yola düşünce böyle bi manzara oluyor sokaklarda.ee ne yapalım 7 de ders başı:))
bu fotoyu face de paylaşınca annemin yüreğine inmiş. "korkmuyor musun ıssız sokaklarda yürümeye, köpek möpek yok mu orda" diye bi güzel endişelenmiş. insanın annesinin face de olması da ayrı bi dertmiş yani:))
şimdi bunu da okur kesin:))

 
 


 
 
 
bu da kar kış demeden bahçede oynayan çocuklar:))
 
sabah saatlerinde okula geldiğimde çektiğim bi foto:))saat 6.40 suları.
ilk ders çocukların çoğu ya uyukluyor ya da geç kalıyor.
seneye ne olucak bu sistem çok merak ediyorum.
biz sabah karanlığında öğlenciler akşam karanlığında ders yapıyor.
 

OKUMA ŞENLİĞİ OCAK RAPORU

1-Adında bir hayvan adı olan bir kitap okuyanlara-10 puan
Binboğalar Efsanesi- Yaşar Kemal- Cem Yayınları-347 sayfa

2-Hiç okumadığınız bir ülke edebiyatından bir kitap okuyanlara-15 puan
Sayın Başkan- Miguel Angel ASTURİAS- Cem Yayınları-360 sayfa

3-Nobel Edebiyat Ödülü kazanmış bir yazarın bir kitabını okuyanlara-15 puan
Arabadakiler- Patrick WHİTE- Cem Yayınları- 592 sayfa

4-Altın Kitaplar Yayınevi’nden çıkan bir kitap okuyanlara- 10 puan
İhanet Noktası- Dan BROWN-Altın Kitaplar-507 sayfa

5-Okuma yazmayı öğrendiğiniz yıl ilk kez yayınlanmış bir kitap okuyanlara-30 puan
Matilda-Roal DAHL- Can Çocuk Yayınları- 250 sayfa

sonuç 80 puan 2056 sayfa

..........................................................
 6- Sinemaya uyarlanmış bir kitabı okuyup filmini izleyenlere.20 puan
Akıl Oyunları-Sylvia NASAR- Altın Kitaplar-486 sayfa

7-Yasaklanmış bir kitap okuyanlara.25 puan
Muhteşem Gatsby- F. Scott FITZGERALD- Tutku Yayınevi-290 sayfa

8-Bir üçleme veya aynı seriden üç kitap okuyanlara. 40 puan
Yürüyen Şato-Diana Wynne JONES- İthaki Yayınları- 293 sayfa
Uçan Şato- Diana Wynne JONES- İthaki Yayınları-248 sayfa
Sihirli Ev- Diana Wynne JONES- İthaki Yayınları-264 sayfa

9-Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk hakkında yazılmış bir kitap okuyanlara. 25 puan
Atatürk'ün Aşkı Latife- Fatih BAYHAN- Paradoks Yayınevi-356 sayfa

aralık ayı sonucu 1937 sayfa 110 puan

..............................................
10-  Bir biyografi veya otobiyografi okuyanlara.25 puan
Steve Jobs- Walter ISAACSON-Domingo Yayınları- 542 sayfa


11- Kütüphaneden ödünç alınmış veya sahaftan satın alınmış bir kitap okuyanlara.10 puan
Beyaz Diş- Jack LONDON- 226 SAYFA (yayınevini unuttum kitap okulda kaldı)

12-  Adında kış mevsimine ilişkin bir sözcük olan veya konusunda kış teması olan bir kitap okuyanlara.20 puanKar- Orhan PAMUK -Yapı Kredi Yayınları- 460 sayfa
ocak ayı sonucu 1228 sayfa- 55 puan

......................................
genel toplam
 5221 sayfa 245 puan



27 Ocak 2014 Pazartesi

evimizden manzaralar.........11


öncelikle dağınıklığımızı görmezden gelmenizi rica ediyorum:))( o bezin orda ne işi var?)
Ali Denize süper man tshirtü almıştım tanımasa da kendisini, seviyor giyinmeyi. sonra hoşuna gider diye kendime de aldım beraber giyeriz diye.
bi gün Ali Deniz o tshirtü giydiğinde ben de giydim ve Kuzinin hiç ummadığım bi tepkisiyle karşılaştım. o zaman daha az konuşabiliyordu. böyle bi huzursuzlandı. kucağıma gelip çekiştirmeye başladı. çıkar demek olduğunu sonradan anladığım bir takım kelimeler söyledi:))
ben de üstümdekini çıkarıp ona giydirdim. çok mutlu oldu valla.
küçük velet abisiyle ikimiz aynı giyiniyoruz diye kıskanmış:))
hiç aklıma gelmemişti o ana kadar:))


bu da Adım Adım stlerinden arada bir gönderdikleri oyuncaklardan.
ben ilerde evimin böyle olmasını istiyorum. kocaman bi mutfak, aynı zamanda günlük oturulabilinecek bi köşe takımı. hatta murfağın bi köşesinde bir kuzine sobası:))
yani kısaca eskiden babaannemlerin ve anneannemlerin evleri gibi:))


 bizimkilerin yeni oyunu. abi halının altına yatıyor ufaklık da üzerinde dengede durmaya çalışıyor:)) çocuk sörfü keşfetti kendi kendine:))

t shirt olayından sonra akıllandım ne alırsam hepimize alıyorum. bizim buranın meşhur çarşamba pazarından üçümüze de tayt aldım:)) napıyım kızım yok diye tayt alamıyacak mıyım. büyük büyük aldım pijama gibi olsun diye:))
bunları aldıktan sonra bi hafta Ali Denizi de yanımda götürmek zorunda kalmıştım pazara ve tayt tezgahının önünde "anne babama da  tayt alalım mı" deyip dumur etti beni:))


Ali Deniz ve şebeklikleri:)



salonda bi işe dalmışım çocuklar da ortalıkta yok. sadece gülme sesleri geliyor. ben de biraz kafa dinleyeyim ( yaklaşık 5 dakika) diye gitmedim yanlarına.
gittiğimde gördüğüm manzara benim yeni katladığım çamaşırların üzerinde tepinen veletler:))
zaten bizim yatağımızın üstünde zıplamaya bayılıyorlar.ben de kızmıyorum ama korkuyorum. bazen kafa kafaya tokuşuyorlar falan.
Biz Ali Denizle okuldan dönünce Kuzi hemen abisini bizim odaya götürüyor. bütün gün onu hayal ediyor herhalde çocuk:))

minyonlarımız yeniden:))

24 Ocak 2014 Cuma

"minyon" şapkalar...kendimce anlatımıyla...

daha önce bahsetmiştim ya bu şapkalardan. şimdi anlatayım nerden buldum da yaptım. burdan ulaşabilirsiniz.
yalnız ben sayıları biraz değiştirdim sonradan yaptıklarımda.
kartopu aksoft kullandım. belki ipin kalınlığına göre sayılar değişir diye söylüyorum.
 
1. sıra:5 zincirden bir halka yapıp içine 9 trabzan yapıyoruz.
2. sıra:her tırabzana iki trabzan yaparak 18 trabzan yapıyoruz.
3. sıra:tekrar her trabzana 2 trabzan yaparak 36 trabzan yapıyoruz.
4. sıra: bir tırabzana çift bir tırabzana tek trabzan yaparak 54 trabzan yapıyoruz.
5. sıra: bir tırabzana çift, iki tırabzana tek batarak 69 trabzan yapıyıruz.( bu son sayı bazen tam denk gelmeyebiliyor siz bi şekilde 69- 70 ulaşın son sırada:)))
bundan sonra artırma yok. bu ölçü anaokulu çağında bi çocuğa olur. bizimki 4 yaşında biraz da kafası büyükçene o yüzden oldu:))
toplam 18 sırada falan bitmesi gerektiği için ortadan 2 ya da 3 sırayı siyah yapıyoruz. o biraz size kalmış.
tekrar link vereyim. bloğun adı repeat crafter me çok ayrıntılı anlatılmış. ben bile anlayıp yaptım yani:))

  1. bunlar da bizim minyonlar:))

18 Ocak 2014 Cumartesi

paylaşmadan yapamıcam:))

 

bu foto da benim küçüklüğümden:))
 
nerden başlasam ki acaba. her şey şu animasyon çılgın hırsız filmindeki minyonlar var ya onların şapka modelini bulup örmeye karar verdim.
off o filmin bir ve ikincisini çocuklar yüzünden yüzlerce kere izledik. hala da izliyoruz.
neysem Ali Deniz de Kuzey de minyonlara bayılıyorlar ben de görünce öreyim şu sıpalara dedim. (ördüklerimi paylaşırım daha sonra)
ördüğüm şapkayı da face de paylaştım.
çok eskilerden taaa ilkokuldan bi arkadaşım altına şöyle bi yorum yazmış:
 
"Nurçin sen ilkokulda da örgü örmeyi çok severdin. hatta zincir çekerek Guiness rekorlar kitabına girmeye çalışıyordun"
 
önce hatırlamadım ama düşündükçe dank etti kafama. evet benim gerçekten öyle bi çabam olmuştu. hatırlıyorum tığla incirler çekip kocaman yumaklar yapardım. sonra da sıkılıp bırakırdım:))
 
şimdi sorarım size gerçekten rekorlar kitabına girmek için iyi bir alan bulmamışmışım taaa o zamanlardan:))
 
aklıma geldikçe gülüyorum hala:)) çocukken de garipmişim işte, sonradan olma değil bu tuhaf hallerim:))

12 Ocak 2014 Pazar

ikea çerçevelerim, ve de vosvoslarım:)


 ikea'nın şu uyduruk çerçevelerini hepiniz bilirsiniz. ben her seferinde kendimi tutamayıp alıyorum:)) fotoğraftakiler en basit olanlarından. uzun zamandır asılmayı bekliyorlardı, ama duvara o kadar fazla çivi çakmak istemediğimden beklemedeydiler. eski evdeyken patafix le yapıştırmıştım ama zamanla patır ptır döküldüler.
bu sefer başka bi çözüm bulmam gerekti. ilk olarak hepsini bi mukavvanın üstüne silikonla yapıştırma fikrini düşündüm ama nedense çok hoşuma gitmedi.
ne yapsam ne yapsam derken koltuk döşemecilerindeki o büyük zımbalar geldi aklıma. 


 çerçeveleri aldığım gibi döşemecinin yolunu tuttum:)) ben çerçeveleri istediğim gibi dizdikten sonra döşemeci amca hepsini bi güzel zımbaladı. yalnız çerçeveler o kadar inceki nerdeyse zımbaların ucu önden çıkıyodu yani.
neyse, ondan sonra da çerçeveci iki tane askı taktı, fazla zedelemeden. 
sonuçta 6 çerçeve yi 2 çiviyle asmış oldum:)) 
ee bu da benim için bi başarıdır yani:))




bu da uzun bi uğraş sonunda beğenebildiğim, çıkan türlü aksilikten sonra kavuşabildiğim perdelerim:)) fotoda net değil ama üzerinde renkli benekler var:))
gene taa eski evdeyken özdilekten alıpta bi gün asarım diye sakladığım vosvoslarımla çok uyumlu oldular:)))

2 Ocak 2014 Perşembe

Okuma Şenliği Aralık Ayı ayı sonucu



1-Adında bir hayvan adı olan bir kitap okuyanlara-10 puan
Binboğalar Efsanesi- Yaşar Kemal- Cem Yayınları-347 sayfa

2-Hiç okumadığınız bir ülke edebiyatından bir kitap okuyanlara-15 puan
Sayın Başkan- Miguel Angel ASTURİAS- Cem Yayınları-360 sayfa

3-Nobel Edebiyat Ödülü kazanmış bir yazarın bir kitabını okuyanlara-15 puan
Arabadakiler- Patrick WHİTE- Cem Yayınları- 592 sayfa

4-Altın Kitaplar Yayınevi’nden çıkan bir kitap okuyanlara- 10 puan
İhanet Noktası- Dan BROWN-Altın Kitaplar-507 sayfa

5-Okuma yazmayı öğrendiğiniz yıl ilk kez yayınlanmış bir kitap okuyanlara-30 puan
Matilda-Roal DAHL- Can Çocuk Yayınları- 250 sayfa

sonuç 80 puan 2056 sayfa

..........................................................
 6- Sinemaya uyarlanmış bir kitabı okuyup filmini izleyenlere.20 puan
Akıl Oyunları-Sylvia NASAR- Altın Kitaplar-486 sayfa

7-Yasaklanmış bir kitap okuyanlara.25 puan
Muhteşem Gatsby- F. Scott FITZGERALD- Tutku Yayınevi-290 sayfa

8-Bir üçleme veya aynı seriden üç kitap okuyanlara. 40 puan
Yürüyen Şato-Diana Wynne JONES- İthaki Yayınları- 293 sayfa
Uçan Şato- Diana Wynne JONES- İthaki Yayınları-248 sayfa
Sihirli Ev- Diana Wynne JONES- İthaki Yayınları-264 sayfa

9-Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk hakkında yazılmış bir kitap okuyanlara. 25 puan
Atatürk'ün Aşkı Latife- Fatih BAYHAN- Paradoks Yayınevi-356 sayfa

aralık ayı sonucu 1937 sayfa 110 puan

.................
iki ay sonucu  3993 sayfa 190 puan



1 Ocak 2014 Çarşamba

kitap- Muhteşem Gatsby- F.Scott FITZGERALD



 
 okuma şenliğinde yasaklanmış bir kitap okumamız gerekiyordu ve bu kitabı seçtim. iyiki de seçtim.
iki günde bitiriverdim kitabı.niye yasaklanmış olabileceğini anlamış değilim o ayrı.

Gatsby adında zengin bir adamın muhteşem evinde verdiği partiler, o partilere katılan sayısız davetli ve aslında Gatsby'in yalnızlığına tanık oluyoruz kitapta.
Fakir bir aileden gelen Gatsby kendine zengin bir dünya kurmuştur.adını bile sonradan kendisi seçmiştir.
bana çok acıklı geldi hikayesi.
kitabın yazım dili çok akıcıydı zaten , ama hikayede sürükleyiciydi. aslında olan biten çok da bişey yoktu başlarda ama nedense insanda merak uyandıran bir durağanlık vardı hikayede.

İngiliz edebiyatı mezunu bi arkadaşım bu kitabı ve filmini derste işlediklerini söyldi. Amerikan edebiyatının önemli eserlerinden biriymiş.
onun söylediğine göre Can Yücel çevirisi çok daha edebiymiş.
benden söylemesi:))