23 Ocak 2013 Çarşamba

kitap-Nar Ağacı- Nazan BEKİROĞLU

 
merak ederek aldığım ama nasıl bitecek 530 sayfalık kitap derken 4 günde bitiverdi. hem de ne bitme. akşam 7 gibi bitti. kitaba sıkı sıkı sarılıp dalmış gitmişim uzaklara.... Ali Deniz üzerimde zıplıyor bir şeyler soruyor ama cevap vermek istemiyorum kitabın büyüsü bozulmasın diye... en sonunda Ali Deniz "anne niye üzgün bakıyosun?" dedi:)) ne diyim güldüm:))


ben normalde hüzünlü kitapları ya da filmleri çok tercih etmem. çok beğeneceğimi bilsem de elim varmaz okumaya bazı kitapları.... bu da öyle bir kitaptı ama okudum iyiki de okudum. Nazan Bekiroğlunun daha önce okuduğum kitaplarında olan o ağdalı dili yok bu kitapta. bazen yorabiliyor çünkü Nazan Bekiroğlunun dili insanı.

kitabın ilk yarısı o kadar güzeldiki hiç hüzünlü birşey yok , su gibi akıyor sanki. hem memleketimin bol bol tasviri var hem de çok güzel hayat hikayeleri... kitabın ikinci yarısı başladı felaketler... önce mübadele, sonra Rus işgali ve zorunlu muhacirlikler.... bazı yerlerde tutamadım göz yaşlarımı...ben tarih özürlü bir insanım malesef. keşke yaşananları ayrıntılarıyla sebepleri ve sonuçlarıyla bilebilseydim ama yok bende o tarih beyni. gene de az çok bildiğimiz şeyler hepimizin.

yazar iki farklı insanının birbirine giden yollarını anlatıyor an  be an.
birisi Tebrizli Setterhan diğeri Trabzonlu Zehra...birbirlerinin ilk aşkları değiller ama son aşklarılar( bu kelimenin doğrusu bu değil biliyorum ama yazamadım)...

kitabın başlarında yazar Azerbeycanda Akordion çalan bir rus görüyor ve yanındaki rehberi Yasemen şu cümleyi kuruyor. " yurtlarından ayrı kalmamak için milletlerinden ayrılmışlar"

ne acı bir kader yaşamış bu topraklarda ki insanlar... her milletten insanın gözyaşı var bu topraklarda o yüzden mi bu kadar değerli bu kadar kıymetli acaba...


yazar o dönemin Trabzonunu, Tebrizini, Batunmunu o kadar güzel anlatmışki o günlerde oralarda yaşamış gibi oldum. o günler dediğim de Balkan savaşları ve ardından da 1. dünya savaşı yılları...

tabi bir Trabzonlu olarak memleketimi okumak ayrı bir tattı benim için. ne güzeldir benim memleketimin insanı. keşke hiç kaybetmeseymişiz benliğimizi, güzelliğimizi.

kendisinden başkasına tahammülü olmayan faşistler değildi benim Trabzonumun insanı. yobaz değildi ama çok iançlıydı benim memleketimn insanı. hoşgörülüydü bir okadar da hırçındı haksızlığa karşı...ama şimdi kahrolarak izliyorum bazı şeyleri... biz bu değildik..

bir kaç yıl önce kuzenimden "Trabzon Fikir Kulübü" diye bir oluşum olduğunu duymuştum. ayrıntılarını çok bilmiyorum, hala var mı onu da bilmiyorum ama sormuştum kuzenime  "nedir bu kulübün amacı? " diye.
şöyle söylemişti "Trabzonu 100 yıl geriye götürmek":))
fazla söze gerek yok olay bu... zaman her zaman medeniyeti getirmiyor bazen götürüyor usulca ama ruhumuz duymuyor ne yazıkki...





14 yorum:

  1. Öncelikle güzel yorumunuz için çok çok teşekkürler.. Ben Nazan Bekiroğlu hiç okumadım. Ama annem şu an Nun Masallarını okuyor. Bitirince hemen ben başlayacağım.. Çok merak ediyorum..:))
    Çok çok selam ve sevgilerle..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. rica ederim. aslında içimden daha çok daha güzel şeyler de yazmak geliyor bu kiapla ilgili ama kelimelere dökebildiklerim bunlar:))

      Sil
  2. Çok merak ettiğim bir kitap. Öyle güzel anlatmışsın ki hemen alıp okumak istedim =)

    YanıtlaSil
  3. En çok merak ettiğim kitaplar arasında.Teşekkürler :)

    YanıtlaSil
  4. bayılarak okuduğum kitaplardandı...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. aynen. uzun zamandır bir hikayeye kendmi bu kadar kaptırmamıştım...

      Sil
  5. bende okuyorum Nar Ağacı'nı. ;) Çok keyifli bir kitap söylediğiniz gibi. Trabzon'umuzu anlatıyor olması ayrı bir güzellik tabi ki. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)) öyle güzel ki tasvirleri. ne övmüş ne yermiş ama burnumun direğini sızlatmayı başardı bu kitap:)) özledim memleketimi gene:))

      Sil
    2. Evet tarafsız, sevgi ve hasret dolu anlatmış, Kitabın başında öz geçmiş kısmında Trabzon'u " Bulut. Deniz. Yağmur. " olarak özetlemiş ya ona yakışacak en güzel üç kelimeyi bulmuş diye düşündüm... Üniversite yıllarımda keyifle yaptığım iki şeydi yağmurları ve Karadeniz'i seyretmek... Özetle ben de burnunun direği sızlayanlardanım, Hatta bu nedenle başlarda okumakta çok zorlandım. Birazcık sulugözüm de, ağlayıp duruyordum okurken. :)) Neyse ki alıştım. :))

      Sil
  6. Okumayı çok istediğim kitapların başında geliyor. İnşallah çok gecikmeden okuyabilirim..
    Tanıtım için ayrıca teşekkürler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. rica ederim. bi başlasanız soluksuz okursunuz zaten:))

      Sil
  7. Benimde merak ettiğim bir kitap tavsiyen için sağol daha çok merak ettim şimdi.

    YanıtlaSil