31 Ağustos 2012 Cuma

neler yaptık neler...

 
 
 
bayram da sapanca kenarına gittik biraz ama her zamanki gibi rüzgarlıydı. ee tabi eylül de geldi arrık buralarda havalar iyice serinledi.

 ara ara gereksiz işlerle uğraşmaya devam ediyorum:)) çok sevdiğim bir pantalonum vardı. o kadar çok giydim ki renk menk kalmadı. ben de fermuarlarını kesip aldım. ve bu küçük cüzdanı yaptım. fermuarı ördükten sonra dikmedim, fermuarın kenarına ördüm cüzdanı. daha basit oldu böyle.


 zafer bayramında da ailece kahvaltıya gidelim dedik. kuzular salıncakta sallanırken amcaları bol bol fotoğraflarını çekti:)) biz de rahat rahat kahvaltımızı yaptık tabi:))
 çocukların öğlen uykularını denk getirmeye çalışıyorum. gerçi küçüğü genelde yarım saatlik kısa uykular uyuyo ama öğlen 12 buçuk 1 gibi ikisini birden yatırıyorum. küçüğü ayağımda sallarken diğerinide ikna etmeye çalışıyorum. o da sözde uyuyorum diye beni kandırıyo:)) çaktırmadan bana bakıyo ordan ama elini çekmeyi unutuyo şaşkın:))
 bu da nette gezerken görüp beğenip yaptığım bir bileklik. elişlerimden artan ipleri küçük küçük motifler yapıp saklıyodum zaten bu da tam benlik oldu. ayrıntıları ve daha güzel yapılmışı için buraya
 Ali Denizin eline boya kalemlerini ilk verdiğimizde bütün çocuklar gibi ilk tepkisi duvarlara yönelmek olmuştu:)) ben de ona bi duvar ayırmıştım ve oraya istediği sanatsal çalışmaları yapmasına izin vermiştim. sonuç bu:)) bu özgürlük işimize de yaradı. başka yerleri boyamaktan vazgeçti gerçekten de.
 bu da Ali Denizin oyun hamurundan ne anladığının resmidir:)) ona aldığım ve henüz kağıt kesmeyi doğru düzgün beceremediği makasla hamurları bir güzel parçalıyo sıpa:))
evet kışlık hazırlıklar başladı ve kolay kolay bitmez:)) bunlar menemenlerim ve patlıcan yemeklerim:)) taşınma işinden dolayı derin dondurucuya çok yüklenmek istemiyorum. o yüzden de konserveler yapıyorum. yaa bi de gerçekten bunlar çok güzel görünüyor. bi rafa dizip izleyesim var valla:)))

30 Ağustos 2012 Perşembe

iki çocukla gezme...




         iki çocukla hayat gerçekten hiç de kolay değil . hele ki aralarında tam 2 yaş varsa daha da zor. ikisi de bebek aslında ama küçük gelince ister istemez büyüğü daha da bi büyük görünüyor insanın gözüne. bazen bakıyorum da sanki küçük bir delikanlı olmuş bizim Ali Denizimiz:))
          ikisiyle birlikte çarşıya ,pazara çıkamıyodum haliyle. ama geçen gün canıma taketti ve kapıcam çocukları biraz turlıcam dedim. tabi şöyle bi problem var Ali Deniz benim elimi tutmadan yürümez, ben nasıl hem çocuk arabasını sürüp hem de Ali Denizin elini tutucam?
      burda annelerin pratik zekası devreye girdi hemen. Kuzey Denizin pek kullanmadığımız emzik zincirinin kıskacını pantolonumun cebine kıstırdım. ucunu Ali Denize verdim "sıkıca tut ve sakın bırakma" dedim.
önce mırın kırın etti "anne elimi tut, araba gelir" falan gibi...sonra hoşuna gitti onunda , dışardan çok komik görünüyoduk eminim ama başka çarem yoktu:))
       yoğun tarfik olan yerlere girmedik. genelde trafiğe kapalı alanlarda gezdik. ama bana çok iyi geldi. çünkü kendimi çok çaresiz hissediyordum. iki çocukla nasıl çıkarım dışarı diye. ehh bunu da hallettik.
haa bi de şöyle bi sorun oldu. ben evden çıkarken Ali Denize çiş yaptırmıştım ve tahminime göre bu onu bayağı idare ederdi. ama bizim ufaklık bazen oyun olsun diye de "anne çişim var " diyo.
tam gezerken" anne çişim var" dedi. " şaka mı yapıyosun?" dedim. " hayır" dedi. "tut biraz" dedim. " tutmıcam anne " dedi:)) ben de "altına yap o zaman" dedim:)) napıyım onu tuvalete götürmem mümkün değildi ufaklık varken.
neyseki gerçekten yokmuş çişi ve tertemiz döndük evimize:))

sonuç olarak şu bebek tutacakları her ne kadar  itici görünse de bence çok kullanışlı. bi de çocuğunuz yaramazsa çok çok gerekli.

29 Ağustos 2012 Çarşamba

kitaplaşma etkinliği...4



evet daha önce 3.süne katıldığım kitaplaşma etkinliğinin şimdi de 4. sü yapılıyor. katılmak için fıstıklı tombi' nin bloguna buyrun.

bu sefer sonunda kitap olmayan bir çekiliş:))

bu sefer de içinde kitap olmayan bir çekilişe katılıyım dedim:)) oku oku nereye kadar şöyleee şu kırlentleri sırtıma dayayıp uzanmak var bi de. çekiliş tarihi de pek yakın 10 eylül, çok beklemicez bu sefer. çekiliş sade kahve' de. hadi bakalım bol şans..

28 Ağustos 2012 Salı

taare zameen par- yerde ki yıldızlar

bir hint filmi daha. asime arkadaşımın tavsiyesi üzerine izledik.
başrolde gene daha önce izlediğimiz 3 idiots'da oynayan kişi var. bu sefer  komik olmayan bir hikaye ama çok etkileyici. özellikle eğitimcilerin izlemesi gereken bir film. " her çocuk özeldir" diyor film kısaca.
aslında eğitimcilerden çok yöneticilerin izlemesi gerekir sanırım. biz eğitimciler bütün sorunların farkında olup elimizden hiçbir şey gelmediği için tüketiyoruz kendimizi ve belki de bazı özel çocukları.neysem derin mevzular bunlar:))
 ilk yarısı sıkıcı gibi gitse de ikinci yarısı sürükleyici ve çok dokunaklı. bir kaç damla yaş süzülebilir gözlerinizden.izleyin bakalım:))


25 Ağustos 2012 Cumartesi

evimizden manzaralar:))

 abisi yokken biraz fotoraf çekiyim dedim:)) yoksa hayatta izin vermiyor, elimden almaya çalışıyor makineyi. kuzunun değişik hallerini çekmeye çalıştım.
 ali denizin balıkları, komşu abisi hediye etti. ama yakında biri açlıktan biri tokluktan ölecek:)) alacalı olan biraz şapşal, yemleri hep turuncu olan yiyor. ha bi de ali deniz sürekli yem atmaya çalışıyo zor engelliyorum:))
 alakasız bir foto. o karpuzun orda ne işi var , tamamen tembelliğim. eşimin annesinin bahçesinden geldi, hala orda duruyor. kesip yiyene kadar da duracak herhalde:))
 bu da alakasız bir foto:))
 bu da benim kitap kulem. akşam elime iki tane koli geçti. bi kaç aya kadar taşınacağımız( inşallah:)) için biraz toparlıyım dedim kitapları. toparlarken okumadıklarımı ve tekrar okumak istediklerimi ayırdım. kelebek okumak istediğim ama cesaret edemediğim bir kitap.
 hediye olarak ördüğüm bebek battaniyesi. renkleri konusunda hala kararsızım ama yarısını geçtim bile, geçmiş ola:))
 söylemeye gerek yok dağınıklık asla düzelmiyor çocuk olan evlerde.
 ben bu oyuncakları günde kaç kez topluyorum sayamıyorm artık:)) yani benim gibi dağınık bir insanın bile tahammül sınırlarını zorluyo.
bu da kuzunun yürüteç denemeleri. abisine çok az kullanmıştık.çok önermiyo doktorlar ama kısıtlı süre olmak şartıyla doktorumuz önermişti. abisi ilk bindiğinde  hiç hareket edememişti bu ufaklık hemen sağa sola hareket etmeye başladı bile:)) uzun süre bıraksam kesin koşturur deli gibi:))

bir kitap çekilişi daha:))

en sevdiğim yazarlardan biri olan İhsan Oktay ANAR'ın son kitabı YEDİNCİ GÜN için Kültürelf bloğuna buyrun. bu kitap zaten alınacaklar listemdeydi. çekilişi kazanırsam çok da güzel, pek de  güzel olur:)))

23 Ağustos 2012 Perşembe

işte aşk:)))

bayram ziyaretleri sırasında oğlumla aramızda geçen diyalog aşağıda, sonuçta oluşan tablo yukarıda:))

kendi yaşlarında bir kızın peşinden öpmek için koşar çocuk.
--anne: bırak kızı istemiyomuş
--çocuk: istiyo, istiyo
aradan biraz vakit geçer, anne ve çocuk içerde , kız da balkondadır. çocuk gene kıza doğru koşarken
--anne: yeter ama rahat bırak kızı
çocuk anneye acı acı bakar ağlamaklı bir ve şekilde şöyle der: " BEN ONU SEVİYOM ANNE.
bu söz üzerine anne aradan çekilmeye karar verir:))


22 Ağustos 2012 Çarşamba

çekiliş...

tubanne' nin çekilişi için buraya.50. izleyicisi şerefine bir çekilişmiş bu. ben de mi yapsam acaba 50 izleyicim olduğu zaman:))

çekilişşş...




mavi umut arkadaşımız bir çekiliş düzenlemiş.iki güzel kitap kazanmak için burdan buyrun:))

3 idiots...al is vel

şahane bir hint filmi. izlerken hiç bitmesin istiyor insan. yaklaşık 3 saatlik bir film ama zaman nasıl geçti anlamadık bile:))gece bire doğru bitti, uykusuz kaldım ama değdi doğrusu...uzun zamandır film izlememiştik, herhalde ufaklık doğduğundan beri yani yaklaşık 6 ay:))
bu filmi de her girdiğimiz ortamda duyuyoduk. ee hadi izleyelim artık dedik ve ne de iyi yaptık.
filmde mühendislik fakültesinde tanışan 3 arkadaşın genelde komik ama bazen de çok acıklı hikayesi anlatılıyor. olaylar o kadar beklenmedik gelişiyorki, insan ordan oraya savruluyor.
ama hani o Türk filmlerinde ki yanlış anlaşılma saçmalıkları falan yok çok şükür:)) zira bir çok filmi ve hemen hemen hiç bir Türk dizisini izlememe nedenimdir bu.

21 Ağustos 2012 Salı

çekiliş, mekiliş:))


çekilişe katılmak  için burdan buyrun:)) kitaplar da bunlar:bi de sürpriz hediye varmış...



14 Ağustos 2012 Salı

nazar boncuğu yapılışı

 bunu hediye olarak birisine,  arabasının aynasına takması için yaptım:)) sonra iğnelik de olabilir diye düşündüm.bitane de kendime yapıcam.yapılışı da çok basit.

yapılışı:
5 zincir çekip halka yapıyoruz
halkanın içini  14 tane trabzanla dolduruyoruz.
sarı renke geçiyoruz. her deliğe 2 trabzan yani toplam 28 trabzan yapıyoruz.
beyaz renktle de her deliğe 2 trabzan  olacak şekilde dolduruyoruz.toplam 56 trabzanımız oldu.
son olarak mavi renkle, her deliğe bir trabzan yapıyoruz yani bu sefer artırmıyoruz.hala 56 trabzanımız var.
halkayı tamamlayınca ipi koparmadan istenilen uzunlukta zincir çekiyoruz.
aynı tuvarlaktan 2 tane yapıp tersten birbirine dikiyoruz. içine pamuk ya da elyaf dolduracak kadar bir boşluk kalınca düzünü çeviriyorzuz. içini doldurup kalan kısmı da dikiyoruz.

Trabzondan biz geldik:))

      Yaklaşık 5 haftalık bir Trabzon tatilinden sonra yeniden Sakaryadayız. yolculuğumuz 14 saat sürdü. sabah 6 gibi çıkıp akşam 8 gibi evdeydik. bu sefer gündüz yolculuğu yaptık. biraz tedirgindim ama idare ettik. tabi Kuzey Denizin uykusu gelip  pusetinde uyuyamayınca ayaklarımı ön iki koltuğun arasına uzatıp onu sallamak zorunda kaldığım anları saymıyorum. her tarafım tutuldu valla:))
       Maçkadan yola çıkıp Samsuna kadar sahil boyu geldik. ben çok seviyorum bu yolu. bir taraf deniz bir taraf yeşillik. Samsundan sonra içerilere doğru yeşillik falan kalmıyor. Çankırı, Çorum, Amasya nın bazı ilçelerinden geçiyorz. Sonra Bolu civarında yeşillkler tekrar başlıyor ve en nihayetinde Sakarya:))

3 Ağustos 2012 Cuma

örgü harfler devam...


yastık yapmaya karar verdim:)) ekleme işini becerebilirsem tabi. bir kaç denemem oldu sökmek zorunda kaldım. zaten hiç beceremem ince işleri:))

köyden lezzetler


işte en sevdiğim meyvelerden biri:)) böğürtlen..tabi biz "mora" diyoruz kendilerine:)).bunlar uğruna dikenler içinde kalırdık küçükken.

Ali Deniz için topladım dikenlere bata çıka ama yemedi küçük sıpa:))


 bunlar da kızılcık. ne çok yerdik ağzımızı burnumuzu yamulta yamulta:))